Ara
Close this search box.

Aile Şirketlerinde Öfke Kontrolü

Aile Şirketlerinde Öfke Kontrolü

Aile, toplumun en küçük birimi ve en önemli  kurumudur. Bireylerin kişisel özellikleri, ailelerinin kültür ve değerleri ile şekillenir. Aile, yapısında bulunan duygusallık ve bünyesinde barındırdığı sosyal kurallar ile toplumda önemli bir yere sahiptir. Aile içi ilişkilerin, kişilerin  karakter gelişimine etkisi büyüktür. Başkalarıyla kurduğumuz ilişkiler yaşadığımız iç dünyamızın aynasıdır. 

Aile şirketleri; şirketin, mülkiyetinin bir kısmının yada tamamının aileden birine ya da  birden fazla kişiye ait olduğu, aile tarafından yönetilen, nesilden nesile aktarılan işletmelerdir. Aile şirketleri özelliklerinden dolayı karmaşık bir yapıda bulunurlar. Gerek şirketin büyümesi gerekse gelecek nesillere aktarım konusunda bazı sorunlar yaşarlar. Bunun sebebi karakteristik özellikleridir. Sonuçta bir ailenin varlığı söz konusudur. Aile içindeki ilişkiler şirkete de sirayet etmiş durumdadır. Bu durumda da aile odaklı olunması kaçınılmazdır. Oysa ki beklenen aile ile işin iç içe geçmemiş olmasıdır. Yönetimde ise yaşanılan kültürün izleri ile aile değerleri  parelellik gösterir. Aile içinde yetişme olanağı bulamayan ya da  yeterli derecede fikir ve düşüncelerine değer verilmeyen bireyin, kişilik  gelişimi yeterli olamamaktadır. Takdir edilme yada etme, bağlılık, sevgi, hoşgörü, güven gibi duygular kişilerin gelişimine katkıda bulunarak yürüdükleri hayat yolunda kendilerine rehber olacaktır. 

Ailede  bireylerinin, dürüstlük, bağımsızlık, adalet, mantık, nezaket, disiplin öğelerini barındıran ortamlarda yetişmesinin sağlanması kişilerin kazandığı sosyal değerleri artırır. Bu duygular içerisinde yetişenler sorun çözücü davranışlarını biçimlendirirken yaşadıkları her anı model alırlar. 

Aile içerisinde iletişim açık ve net olmalıdır ki tartışmalar yaşansa bile kısa zamanda çözüm yolu bulanabilsin. Aile çerisinde olan anlaşmazlıkları nasıl çözüyorsak işletmemizde çatışma ortamı doğmadan sorunları çözme durumunda olmalıyız. Kişilerin farklı kişilik özelliklerinde olduğunu  görerek daha geniş bir çerçeve ile bakmalıyız. Aile bireyleri  arasındaki  ilişkilerde öne çıkan  sorunlardan biri de öfke ile olaylara yaklaşmak ve öfkeyi kontrol edememektir. 

Öfke; kişinin olayların istemediği yada beklemediği sonuçlarına verdiği duygusal bir tepkidir. Bu son derece doğal olan bir duygudur. Karşılaşılan bir engelde yada davranışta verilen bu tepki kişiliğin korunması ya da bireyin kendinin var olduğunu göstermek amacıyla kullandığı bir araçtır. Öfke de fiziksel ifadeler söz konusudur. Uzun sürmesi sebebiyle kontrol edilmesi zordur. Öfke duygusu, hatıralar, geçmişimizdeki travmatik  yaşantılar ile ilişkilidir. Şöyle ki yaşantımızın ilk yıllarından itibaren anne ve babamızla başlayan rol modelleme, yaşadığımız sosyal çevre, okuduğumuz kitaplar, öğretmenler gibi bir çok etkenle duygusal tepkilerimiz şekillenir. Kişinin kendini sorgulaması, duygusuna  sebep olan çıkış noktasını görebilmesi öfkenin kontrolü noktasında faydalı olacaktır. Geçmişte yaşadığımız yada yaşanılan yalnız kalma, dışlanma, sevgisizlik, değer görememe gibi duyguların benliğimizdeki etkilerini ölçmeliyiz. Kişisel yaralanmalarımızı çözdüğümüzde ,öfkenin altında yatan nedenleri gördüğümüzde öfke duygusunu nasıl yaşayacağımızı öğrenebiliriz. Ancak öfke kontrol edilmediği zaman tahrip edici davranışlara dönüşür. Hakaret etme, kavga etme, sözlü yada fiili saldırı bu davranışlardandır. Çoğumuz bu duygularımızın var olduğunu bildiği halde yok saymaya çalışırız. Oysaki nedenini bilmenin ve sağlıklı iletişim yollarını kullanmanın öfke kontrolündeki etkisini bilmekteyiz. 

Bireyin kendini öfke kontrolü konusunda yetiştirmesinde en önemli adım başkalarından değil kendinden beslenme davranışıdır. Bu davranış başkalarından beklenti içerisinde olmamak, kendi kendine yetebilmek ,iç dünyasını zenginleştirmek ve kişinin kendi zeka ve yeteneklerini kullanarak sosyal uyum içerisinde olma şeklindedir. Başkalarının bize olan bakışları ve davranışlarından ziyade bizim ne kadar etkilendiğimiz önemlidir. Öfkemizi kontrol etmeliyiz derken, öfkemizi içimize atalım yada bastıralım ifadelerini kastetmiyoruz. Öncelikle kişi kendini sakinleştirmeli. Daha sonra rahatsız olduğu durumu yada davranışı karşısındakine uygun bir şekilde ifade etmesi gerekir. Burada bireyin kendisini yönetmesi en önemli husustur. Bireyin zihnini berraklaştırması, olaylar arasında sağlıklı bağlantı kurması gereklidir. Öfke duyduğumuz bireyi anlamak en iyi iletişim yoludur. Eleştiriye açık olmak, dürüst davranmak, ben duygusundan uzaklaşabilmek ,sorun oluşturan değil de sorun çözen taraf olmak istenilen kişisel özelliklerdendir. Karşımızdakilerle birebir ilişki durumunda duygularımızın kontrolden çıkacağını yada çıktığını hissettiğimizde ortamdan uzaklaşmak yada derin nefes alarak düşünmek atacağınız ilk adım olmalıdır. 

Öfkemizi kontrol edemediğimizde oluşan davranışsal ifadelerimizin sonuçları hiç kimseye yaramayacaktır. Başta kendimiz olmak üzere herkes için bir kayıp yaşanacaktır. Oysa ki kişinin farkındalık bilinci gelişmiş ise korkularından uzaklaşmış, endişe duyguları yok olmuş, mantıksız olay kurgularını düşüncelerinden arındırmış, kuşku duygularını ortadan kaldırmışsa  ne istediğini bilerek, zihnini yönetebilen bir insan olarak kendini doğru bir şekilde ifade eder. Endişelerinizin ya da duygularınızın içinden çıkılmaz bir hal aldığını düşünüyorsanız bununla başa çıkmaya çalışın. Güvenilir arkadaşlarınız yada aile bireyleri ile paylaşımlarda bulunun. Kendinize zaman ayırın. Keyif aldığınız faaliyetleriniz olsun. Geleceğe dönük hayallerinizi gerçekleştirin. 

Günümüzde sürdürülebilir aile şirketlerindeki  ilişkilere baktığımızda iletişim yetenekleri güçlü, karşılıklı güven duygusu gelişmiş, sorunlarla yüzleşebilen , mücadele azmi ile hareket eden ve öfke yönetimi konusunda başarılı olan özellikleri görmekteyiz. Aile içi etkileşimin sağlanması ve şirketin hedeflerine ulaşması için stratejimizin aynı çizgide olması ve eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. İhtiyacınız olan bilgi ve yeteneklerinizi belirleyin. Beklentilerinizi yönetin ve ilişkilerinizi bir dengede yürütmeye çalışın. 

Bir yanda kan bağı ile bağlı olduğunuz değerleri ile var olduğunuz aileniz, diğer yanda kar amacıyla hareket eden belirli yetenekler üzerine kurgulanan şirketiniz bu ikili sistem arasında seçim yapmak istemiyorsanız duygularınızı kontrol edin, aile ve şirket ilişkilerinizi kurumsallaştırın..

Erol DİNÇKAL
Quality Line
Genel Müdür

Whatsapp
1